Teorik olarak kendi içinde toplumsal bir sözleşme yapabilmiş ve bu sözleşmeye uyulmasını denetleyebilen tarafsız yargı oluşturabilmiş toplumlar ulus duygusunu en güçlü inşa edebilen toplumlardır.Bu da demokrasiyi bir topluluğun ortak gücünü en iyi ortaya koyabilen siyasal sistem yapıyor.Bugün ABD,Rusya,Türkiye gibi örneklere baktığımızda toplumsal mutakabatın ne kadar zayıfladığını,toplumun ortak sorunların çözümü yerine daha çok iç siyasi çatışmalara odaklandığını görüyoruz.

Karar Gazetesinin
Okurlarının
Yorumcuların
Bayramını kutlarım

tesekkurler sizin Bayraminizda kutlu olsun

Abdülhamit,M.Kemal, Erdoğan, İmamoğlu gibi siyasetçilerin laflarına değil uygulamalarına bakınız, gerçek orada apaçık ortada.Lider beklemek yerine ; milletvekillerini yargı denetiminde ön seçimle belirleyecek, parti meclisini çarşaf listeyle belirleyecek ,lider denetimi yapabilecek, klan olmayan parti beklemek daha doğrudur.Mevcut tüm parti organizasyonları; mevcut halleriyle tahakkum, çıkar ve rant aygıtlarıdır.

İsabet buyurdunuz ama yargı denetimi olmadan da bu işler yapılabiliyor. Nitekim CHP İmamoğlu'nu CB aday adayı olarak gösterdikten sonra, oylamayı sadece parti üyelerine değil millete de açtı. Tavsiye ettiğiniz yoldan bir şekilde devam ediyorlar.

Atatürk döneminde solcular hapisteydi; Atatürk hiçbir zaman Chp solda demedi.Tutuklanmaktan bıkarak takiyye yapmaya başlayan solcular sonradan partiyi ele geçirdi ve Atatürkçülüğü parçaladı, yıllarca oy bandı %25 e düştü, sağcılar şöyle diye papağan sayıklaması başladı.1970 lerde başlayan Pankürdistlerle flört etme geleneği bugünde devam ediyor.Öcalan gençliğinde kimlerle beraberdi iyi araştırmalı.Bugün Atatürk'e en yakın görüştekiler ; M.Yavaş, M.Dervişoglu, Ü.Özdağ vb isimlerdir.

1925 ve 2011 sonrasını eleştirebilen dürüst az kişi dışında,toplumda ilkesizlik ve ikiyüzlülük yaygın.Rakip partide eleştirdiğini kendi partisindeki yapınca alkışlayanlar yüzünden artık demokrasiden bile soğur hale gelinebilir. İzmir'de Chp, Rize'de Akp seçim kaybetmedikten sonra düzelme umudu yoktur, sadece partilerin çıkar kavgası vardır.

Bu hangi demokrasi?
Atmış kafanın tası,
Meydanlara baksana,
Siyaset mıntıkası!

Huzursuz hakimiyet,
Ortalıkta zafiyet,
Ya hak bu, ya haksızlık,
Tanıdık izafiyet!

Bayram seyran dinlemez,
Karşılıklı atışma,
"Paşamız"dan bu miras,
Markası kutuplaşma...

Aklını kullansaydı,
DiN ve Bilim homojen,
Bir bütün olmuştuk biz,
Sinerjiyle gelişen!

Ama, böyle olmadı...
Didiştik geri kaldık,
Çatışıp durmaktayız,
Dünya ahret ayrıldık!...

Şeçilmişken Başbakan,
Bir kutup öfkelendi!
Aslolan bizim "KUTUP",
"İşbirliği yok" dendi!...

Demokratik olgunluk,
Sevmesen de "İMECE",
Bunlar bizde ne gezer....
"Kutup"lu bu "BİLMECE"!

İki "KUTUP" ayrıldı,
Pozitife pozitif
Birbirine itici....
Negatife negatif,

"Paşamız"dan yadigar,
Dahiyane bir kurgu!
İdiolojik ayrışma,
Lanet marka bir duygu!

Bilmeden oldu alet,
Öfkeli bir milletiz!
Tetiklenmiş ki lanet,
Karşılıklı illetiz!....

Demonte edilmeli,
İtici güç, her gaflet,
Birlikte çalışmalı,
Üretmeli hep millet!..

Katma değeri yüksek,
Kaynağı yerli malı,
Kendi kendine yeten,
Tüm ülke kazanmalı!....

Kafiyeler savruldu,
Deşarjla huzur buldu!
Molla Kasım teşekkür,
Bayram harçlığı oldu!....

Reictag yangını ve Şeyh Sait isyanı ; demokrasinin, çok partili hayatın, basın özgürlüğünün kökünü kazımak; muhalefeti iftiralarla kriminalize etmek ve totaliter rejim kurmak için fırsat olarak görüldü.Benzer şekilde 15 temmuz kalkışması da hibrit ( demokrasi ve otoriterlik karışımı) rejim kurmak için fırsat olarak görüldü.1927 seçimlerine katılım %20 olduğundan, rejimin gücü bilinemediğinden test için kurdurulan Scf, kısa sürede kapatılarak, parti devletine geçildi, Chp il baskanları Vali oldu.

Okul kitaplarında sayısız masaldan ve yalandan biri olan, çok parti denemesi diye sayıklanan şeyin gerçekliği budur.

1960 darbesiyle ilan edilen 2.cumhuriyetle mutluluk imkansız.Kötü yöneten Akp ve yüzyıllık mumya Chp baraj altı kalmalıdır.Mevcudun taklitçisi olacağı belli olan siyasetçilere kurtarıcı muamelesi yapılmamalıdır. Liderlere odaklanmak yerine; milletvekillerinin önseçimle belirlenmesi, parti meclislerinin çarşaf listeyle belirlenmesi vb. liderlere karşı denge-denetim sağlayacak konulara odaklanılmalıdır.

Mevcut siyasi partiler kanunu çerçevesinde seçime katılabilecekler arasında bahsettiğinize en yakın parti CHP gibi görünüyor.

Denize düşsek bile yılana sarılmayız.

16 Ekim 1981'de CHP ve Adalet Partisi'nin de aralarında bulunduğu 17 parti kapatılmıştı. 1992'de bu partilerin yeniden açılmasına imkan veren kanun çıktığında Demirel, Adalet Partisi'ni feshedip DYP markası ile yoluna devam etmişti. CHP ise vicdanlardaki olumsuz imajını geçmişte bırakıp geleceğe yepyeni bir kimlikle yürümek varken parti içi savaş gibi kronik hastalıklarını da bugüne taşımayı seçti. CHP bir vakfa dönüşüp bu cenahta yeni bir parti kurulmadıkça aynı şarkıyı dinlemeye devam ederiz.

CHP ülkeyi kuran halk iradesine liderlik etmiş insanların kurduğu partidir. Sağ zihniyetteki bukalemun gibi değişmelere ne gerek duyar ne de kapılır. Adı da üstünde Cumhuriyet Halk Partisi. Ayrıca çağın gerektirdiği değişimlerde de öncüdür. 1946 demokrasiye geçiş hamlesi, 1965 “ortanın solu” siyaseti, 70 ler sosyal demokrat çizgi. Hiç değişmeyen dinci, mezhepçi, etnikçi, milliyetçi sağ partilerden hep önde!! Seversin, Sevmezsin durum bu!

İzmir körfezinin kokusundan yavaşlayan zihnim, Chp liyim demeyen herkesi Akp li olarak algılıyor.Tek parti ruhumuza sinmiş yada denizi kirlettiğini itiraf eden İzsunun atıklarında zihne zararlı şeyler var.

Akp, tek parti Chp'sinin bazı metotlarını taklit ediyor.Chp de Akp nin, yolsuzluklardan kitle destegiyle yırtma metodunu taklit ediyor.Akp li ve Chp li partizanlar, partilerini sütten çıkma sanıyor; kutuplaşma ve fanatiklik nöronları azaltıyor belli ki.

Akp ve Chp arasında ancak hangisi daha kötü seçimi olur.

İkisi arasında tercih demek AKP'ye hakaret olur.

Demokrasi yetmiyor, liberal demokrasi şartmış...

Avrupa devletleri yolsuzluk konusunda hassastır. Bizim “hacı yatmazlar”, “biz yolsuzluk yaptık ey Avrupa, ey Amerika, “çocuklarını yalnız bırakma” çağrısına karşılık bulamadılar. Kendilerini yetim hissettiler. Ayrıca son 10 yıldır Batı’dan yapılan telkinler Türklere su sesi gibi geliyor.
Küresel siyaset ve bölge jeopolitiği kökten değişti. Kendi partisinin iki defa işgal edildiğini anlamayan solcular ve Kemalistler, dünyanın değiştiğini kırk yıl sonra ancak anlarlar.

Şu iddia ettiğiniz yolsuzlukları biraz da delillendirebilseydiniz belki bir şansınız olabilirdi ama elinizde “böyleymiş”, “şöyle duydum”dan öteye geçmeyen “gizli tanık” (sen gizliyi yalancı diye de okuyabilirsin) ifadeleri dışında bir şey olmayınca pek komik oluyorsunuz azizim. Avrupa’ya gelince, ellerinde ülkeyi göçmen deposuna çevirme ve şimdi de ucuza asker temini konusunda işlerine yarayan kullanışlı aparatı değiştirme riskine girmek istemiyor görünüyorlar, ancak ışık hızında satabilirler…

30 yıl gerçek seçim olmayan, 40 yıl kuvvetler birliği uygulanan 1.Cumhuriyet'i 1960 darbesiyle sonlandıran askerler 2.Cumhuriyet'i ilan ettiler ama solcular 2.Cumhuriyeti devirmek istediler; zamanla Chp'yi ele geçirdiler, parti tabanını parçalı hale getirdiler.Herşeye rağmen 1957 de % 40 üzeri oy bandı olan Chp'yi yıllarca %25 bandına hapsettiler.Solcular yine iş başında; polise asit atarak ,kahve dükkanını talan ederek,pankürdistlere göz kırparak Chp'den kitleleri soğutacak işler yapıyorlar.

Türkiyede evrensel sol zayıf ; ulusal ve militan sol yaygın; kürt solunda şiddet daha da çok.

Siz hayatınızdan memnunmusunuz?

PKK Malatya’da kongre yapsın diyen, bebek katiline umut hakkından sözeden, kurucu önder gibi lafları ağızlarından dıyduklarımızı alkışlayanlar mı ediyor bu sözleri? Komiksiniz azizim… Uyandırmış olayım, emperyalizm tarafından bir kez daha kandırılmak üzeresiniz, bir kez daha milletin başına beka sorunu açmadan artık gitmeniz gerekiyor.

"Akp gitmeli ama Chp gelmemeli" diyerek oy kullanmayan yada boş atan milyonlarca insan var.Hepsini Akp li sanmak kutuplaşmadan dumura uğramış ,mankurtlaşan zihin belirtisidir.

Milyarlarca liralık yolsuzluğun konuşulduğu bir ortamda, “demokrasi, hak, hukuk” mitinglerinin yapılması; dünyada eşi benzeri görülmemiş bir durumdur.
Cumhuriyet Halk Partisi, yüz yıllık tecrübesiyle histerik bir şekilde toplumsal psikolojiyi yönetme başarısına sahiptir fakat Cumhuriyet Halk Partisi’nin siyaseti yönetme becerisi yoktur.

Chp nin uygulaması; değişmez genel başkanlı, partili c.başkanlığı sistemiydi.Akp nin " Atatürk ve İnönüde partili c.başkanıydı" diye propogandayla getirdiği uygulamada ise değişmez genel başkanlık ibaresi henüz yok.1930 lardaki meclis konuşmalarında ;"liberal demokrasi istemek vatan hainliğidir"," liberal demokrasi isteyen öte dünyaya gider" vb ifadeleri var.Böyle bir rejimde, tek adamcılıkla eğitilen ülkede liberal demokrasi gelişemez ,sebep sonuç ilişkisiyle benzer dejavular yaşanır.

Liberal demokrasi mi kaldı dünyada. Gördük sizin liberalizmi. Pandemi de abd de hep siyahiler öldü. Zenginden ve egemenden yana oldunuz. Gazze de insan hakları tezlerinizi unuttunuz. Liberalizmi sadece AB ve ABD çıkarı için savundunuz. Asla yerli olamadınız. Bütün savları çökmüştür liberalizmin. Dünya da destekçisi kalmadı bizde işte eski alışkanlıkları, çürümüş leş ideoloji destekçileri olarak devam ediyor. Dünya değişti beyefendiler eski ezik kompleksli analizlerine devam ediyorlar.
Editörün notu: Müslüman ülkeler kendi halklarına özgürlük verdi de at mı engelledi.

Dünya’da liberal sistem dışındaki hiç bir ülke ne özgür, ne zengin, ne sosyal, ne de teknolojik açıdan gelişmiş değil. Ağır şark kompleksini bırakıp medeniyet yarışına katılmak gerek.

Ağır zırva. Liberal demokrasiye cahilane nefretini kusmuş ama yerine ne koyacağız, onu söyleyememiş ama aklından geçen belli, çoğunluğun azınlığı hunharca ezdiği adi bir totalitarizm yani bu hasta kafa, dünyanın tarihin akışı içinde deneyip, uğradığı felaketlerden sonra uzaklaştığı kokuşmuş sistemlere özeniyor.

İnsanın fıtratına İslam'dan başka birşey uymaz.İslamdan başka Ne giysiler giydirdiler Adem oğluna hangisi uydu?

Tabi Allah yaratsın yedirsin incirin ama bize karışmasın! Allah yarattığı kulu bilmez 'de ya kimbilir?Lenin, Stalin,veya yunan'mi?!Kurtcular yesin seni.

Türkiye'de Cumhuriyet dönemi Anayasaları'nın en liberali 1961 Anayasasıydı.Ancak o da bir tepki Anayasası olarak militan demokrasiyi yerleştirmeye yönelikti. Bir nevi juristokrasi rejimi idi. Ne var ki 2017 referandumu ile getirilen rejim "Elveda Anayasa" denilen bir sistemdir.Muhalefet de iktidara geldiği taktirde işine geleceği için bu Anayasal sistemi değiştirmek istemeyecektir.

Yargının seçilmişlerin baskısı altına alınması, devletin temel taşlarının çatırdamasını getirir.
Iktidari ele geçirenlerde sanki Allah tarafından görevlendirilmiş gibi koltuğa yapışıp ölene kadar orda kalacaklarını düşünūr oldular. Kendi gönlü ile gitmiyorlar. Hele ki ölüm var, ama olam bu kadim millete oluyor.

Liberal demokrasiden başka bir demokrasi yok. Trump gibiler liberal ortamın parazitleri. Ancak liberal ortamda yaşar, ondan beslenir, zayıf noktalarında ürer. Söylemleri iktidar olana kadar ilgi çeker. Sonra foya dökülür.Sonuç hep hezimettir.

Madem Trump gibi demokrasi karşıtı liderler liberal demokrasilerde ortaya çıkabiliyor, o zaman liberal demokrasi defolu bir rejim olmuyor mu?

Evet, demokrasi, defolu bir rejimdir, ama alternatifi de ufukta görünmüyor. Yani, ehveni şerdir (kötüler içinde uygun olanıdır.)

Yazar liberal demokrasiden ne kastettiğni açıkça ifade etmemiş.

Yazıyı bir daha oku. Kendine cevap ver yazar liberal demokrasiyi tarif etmiş mi etmemiş mi. Kuvvetler ayrılığına dayanan anayasal demokrasiden bahsediyor. Alternatiflerinn kökenlerini irdeliyor ve sen hala çamur atma peşindesin.

Yazarı savunurken, "çamur atma"sözü uygun olmamış. O arkadaşın anlamadığı şeyi, zaten açıklamışsınız ve güzel yapmışsınız. Sonra ise "çamur"a gerek yok.

Aferin bravvo CHP ye.ona destek veren Haksızlığa zulme komploya direnenlere. Üniversite gençlere. Bundan sonrasını. Akp MHP düşünsün.hakaretle iftira ile yalan söyleyenler düşünsün.

Analiz uzun, tam 538 sözcük, ama eksiği-gediği var: Siyasal Ahlâk. Tarihsel bakış gösteriyor ki, ahlâkî prensiplere bağlılığa aldırmayan politikacılarla uğraşmak boşa çaba gibidir. Ahlâk bağlılığı yüksek olan politikacılar ise, son İnönü örneğinizde olduğu gibi, kaynağında sorunsuzluğa ulaştırır, kötü lafları ve kabalıkları davet etmez. (Üzerine şimdi bir de sosyal-medya çıktı).

Maalesef İsmet İnönü hakkı en çok yenen devlet adamımızdır. Nedense İnönü'nün hakkını en çok yiyenler de dindar ve milliyetçi takılan sağcılardır. Atatürk'ü eleştirmekten tırstıkları için habirallah İnönü'ye çatarlar. Hatta o kadar aşırıya giderler ki, can düşmanı olarak gördükleri solcular arasında, İnönü devrinde devletin gadrine uğradığı bilinenler veya uğradığına inanıyormuş gibi yaptıkları için timsah gözyaşları bile dökerler.

İnönü Paşa'nın sofrasindakiler dahil yanında kim varsa siyaset dışı bırakıp etrafından uzaklaştırdı..mv asla sectirmedi..bu kişiler anılarında bu yüzden hep İsmet paşayı eleştirdiler çeşitli vesilelerle.ataturk döneminde yurt dışına sürgüne gönderilen leri yurda getirtti.goz ve ev hapsinde tutulan kim varsa başında mecliste etkili konumlara getirdi.karabekiri meclis bsk yaptı..paralardan Atatürk'ün resmini çıkarıp kendi resmini koydurttu..bunu bugün birileri yapsa...ve daha neler.hadi açıklayın

İnönü Atatürk döneminde ayrı düşenleri sisteme dahil etti. Dışlamadı. Yarıca İnönü keyfinden paralara resmini koydurmadı. Kendinden önce çıkmış kanunun gereğini uyguladı. Bazı ezberleri tekrar etmeden önce araştıralım.

Mustafa Kemal kendi anlayışı ile başlattığı muassırlaşmayı İsmet İnönü’ nün götüreceğini düşünmüştür mutlaka. Nitekim Atatürk’ün ölümünden sonra İsmet İnönü liderliğinde devam edilmesi büyük bir ittifak ile kabul edilmiştir. Bu gün beğenmeselerde yıkılmış bir imparatorluktan düşe kalka modern bir cumhuriyete gerekli aşamalar az çok yaşanarak gelinebilmiştir. Bu tarihe not düşülecek bir örnektir. Tabiki ciddi hazımsızlıklar, olumsuzluklar da yaşanmış ama medeniyet yürüyüşü devam etti, edecek.

Atatürk'ün yanında kim varsa..görev verdiği kim varsa yönetimden uzaklaştırıldı.kizkardesi sefalete mahkum edildi.anilari yeni çıktı.sansurlu kısımlara rağmen inonuye ağır şeyler söylüyor.digerleri anılarında...inonunun kötü yonetiminden halkın sefaletini artirdigindan..yanlış yatırımlarla hazineyi defalarca zarara ugrattigindan..etrafını zenginleştiren yolsuzluklardan..Atatürk'ün izinden ayrilmakla vb vb suçluyorlar..okuyun dininizi öyle yorum yapın.ataturk dönemi kurtuluş savaşını da okumuyors

Kahvehane muhabbetine şerbetlenmek için okunacak kitaplar: Şevket Süreyya Aydemir, İkinci Adam; Necdet Uğur, İsmet İnönü; Sabahattin Selek, İsmet İnönü-Hatırlalar; İsmet İnönü, Defterler (1919-1973).

CHP için şunu bunu diyenlere: CHP nin şu anki durumu demokrat bir Merkez partidir.Bunu CHP dışından gelen Mansur Başkan çözmüş:"Mansur Yavaş: “Biz bu memleketin taşında toprağında hakkı olanlarız.
Bir tarafımız sol, halktan yana.
Bir tarafımız milliyetçi, bayraktan yana.
Bir tarafımız Atatürkçü, ilimden yana.
Bir tarafımız demokrat, adaletten yana.
Bu ülkeyi karanlığa teslim etmeyeceğiz.”

Bizim arap ülkeleri gibi petrolümüz, doğalgazımız yoktur. Bizim için en büyük zenginlik demokrasidir, hukuktur.

Günümüzde liberal demokrası krizde ise bunun nedeni totaliter liderlerdir. Hukuk kurallarını ihlal eden yine kendileridir. Sonra da şikayet ederler

CIAsal İslam Amerikan güdümlü bir yıkım ve rant projesidir.İslamcının sağcısı, solcusu, liberali, demokratı, ılımlısı yok iktidarı ele geçirmemiş takiyyecisi vardır.İktidarı ele geçirince hepsi IŞİD,Taliban, Fetö veya Akp olur

İslam'ın Müslüman'ın sel i sal ı ciliği culuğu yok. Bunlar İslamofobiklerin uydurması.

İşine geldiğinde haktan, hukuktan, adaletten, hukuk devletinden, hukukun üstünlüğünden bahsedenlerin, hakkında terör ve yolsuzluk soruşturması yapılan bir kişiyi peşinen suçlu veya suçsuz ilan etmelerini anlayamıyorum… Hukuk devletinde kişilerin suçlu veya suçsuz olduğu, millet adına karar veren mahkeme kararları ile belirlenir.

Mesele şurada: Mevcut deliller İmamoğlu'nun hürriyetinin kısıtlanmasını (tutuklanmasını) gerektirecek kadar kuvvetli değildir. Tutuklama siyaseten yapılmıştır. İspatı şurada: Bir AKP kurucusunun AKP'li bir belediye başkanı hakkında alenen söyledikleri soruşturma konusu bile yapılmamıştır. Yargı ikili norm kullanmaktadır. İddialar konusunda en fazla İmamoğlu'nun bilgisine başvurulması yeterli idi.

Imamoglu "benim sorgulanmam ve mahkemem TRT'de canli yayinlansin halk görsün diyor" daha ne desin.

Allah bayram günü duası olsun. tüm zalimleri ve zalimce uygulamaları kahru perişan eylesin.nerde ne kadar varsa.tum yalancıların komplocularin iftiracilarin algicilarin sahtekarca iş tutanlarin millet malını yiyenlerin. perişan eylesin amin

Tarihe düşkünlüğüm var , insanlık tarihine baktıkça,benim yaşadığım bu düzende; tarihte rastlamadım .

İleri Demokrasi ya da Liberal Demokrasi bir birçok yerde var ve ülkemizde de var. Hukuk devleti olduğumuz ise cok sükür her gün iki ögün söylenir oldu. Ben de buna inanan birisi olarak diyorum ki; bizde bir şeyler iyi gitmiyor, demokrasi tarif edildiği gibi değil artık. Tamam ama TrumpPutinXi böyle istediği için değil. Onlardan her biri Dünyanin tümünü istiyor! Benim olacak yalnız diyor. Demokrasinin olmazsa olmazı, havası suyu, gıdası olan sandık nerde, neden konuşulmaz?

Cumhuriyetin ilk yıllarındaki otoriterliği savunanlar bugünkünden şikayet ediyor.... O zaman öyle gerekiyordu diyorlar. Bugünküler de "bugün böyle gerekiyor" diyorlar. Tek adama ölesiye tapanlar bugünküleri biat kültürüyle suçluyor... İstiklal harbini tek bir insana mal edip diğer kumandanlara hayat hakkı tanımayanlar-yokluğa mahkum edenlerin bugün olanlara dair bir şeyler söylemeye hakkı var mı?

Yakın tarihi bir daha oku. Kurtuluş savaşından beri bağnazlık, mandacılık, eski ittihatçı anlayış ve cumhuriyetin ilk yıllarında da aşiret eşkiyalığı ile yürüyen damar bu gün hala otada.

İçeriğe dair söyleyecek sözü olmayanlar yine ilkokul bilgisi hamasetle mugalata yapıyor her zamanki gibi.okumuyor bilmiyor sadece tapiniyorlar.

Liberal demokrasiye evet derken ekonomiyi tümüyle serbest, kontrolsüz bırakmak olmamali, bu serbestlik ekonomiyi yıkıma goturuyor, karma ekonomi bir şekilde fren ve rekabet görevi yapiyor.

Yüzyıl önce, meşruti monarşiden , mutlak monarşi yetkili totaliter diktatörlüğe, korkunç bir alayla cumhuriyet adı verilerek dönüşülürken, şiddet yoluyla empoze edilen kurucu değerleri eleştirenler, iktidara gelince eleştirdiklerine az çok benzediler.

1913 de tek parti diktatörlüğü kuran ittihatçılar tüm ülkeye hakimdim.Milli mücadele de ittihatçıların organizasyonudur ve M.Kemal de ittihatçıların yeni lideridir.

Trump yönetimi, İsrail’e koşulsuz destek vereceğini vurgularken, Filistin’e destek gösterilerini "antisemitik eylemler" olarak tanımlıyor.
Kişilere göre mi demokrasi?

Aslında sorun libarel demokraside değil, asıl sorun liberal demokrasinin bir unsuru olan liberal ekonomidedir.Eğer liberal ekonomi yerine sosyal veya Mustafa Kemal'in yürüttüğü gibi karma ekonomik sistemi uygulayın, lberal demokrasiyi gözden düşüren durum ortadan kalkacaktır.

Teşekkürler sayın Akyol,
Ümit etmek isterim ki, farklı kesimler sizin gibi değişik mahallelerden münevver yada aydınları etraflarında bulundururlar ve dinlerler. Zira ben, insanları en fazla geliştiren durumun farklı olanların etkileşimi olduğuna inananlardanım.

RTE iyi etrafındakiler kötü imajı olusturuluyor. Oysa dünya beşten büyük olduğu gibi Turkiyemizde birden büyüktür. Tek adamla yonetilemeycek kadar büyük ve kabiliyetli ülkemi babasının çiftliği şirketi gibi yönetmeye kalkmak Türk halkına hakarettir. Anladığımız gün kurtuluruz

"Etrafındakiler kötü" DE; kötülerimi bulmuş, iyi yokmuymuş kalmamışmı,!?

Liberalizm esasen sorunlu bir kavram. Sorun da birey-toplum dengesi konusunda ortaya bir norm koyamamasından kaynaklanıyor. İktisadi liberalizm, kültürel liberalizmi engel olarak görüyor; popülizme ve çoğunlukçuluğa dayalı faşizmi finanse ediyor. Haliyle kültürel liberalizm de iktisadi liberalizmi tehdit olarak görüyor, çoğulculuğa dayalı sosyal devlet fikrini destekliyor. O zaman soru şu: Dengeyi nerede kuracağız?

Sn Erdoğan, liberal demokrasi itibarını kaybetti demiş, Duyanlar, Demokrasiye inandığını sanır. Demokrasi Tramvaydır yeri gelince ineriz demiş 2017 de verilen yetkiler ve son uygulamaları ile bir Otoriterdir. Ama her katmandan insanlar o kadar mutlu ki her hergün pencerelerde, balkonlarda türkü söylüyor! Ne Hitlerin hukuk celladı C.Schmidt ne de J Stalin´in hukuk canisi Vişinsky´le ilgileniyor. Çığ gibi çoğalan Demokrasi sofrasını kuruyorlar. Sn Yazar bunu görmezse görmez, Demokrasi işte budur!

Yarın öbür gün, geçmişte olduğu gibi gene; “Rabbim ve milletim af etsin, aldatıldık” derse napacağız, bu durduk yerde çıkan krizin faturasını kim ödeyecek, gerçi milletin ödeyeceği bellide, yapılan yanlışa itiraz edenlerin kodese tıkılmasının hesabını kim verecek?. Yahu bir çoban , bir bakkal aldanır kabul, ama koca bir devleti yönetenler öyle ezbere karar alıp hop diye aldatılır mı, aldanır mı?. Bu ne hikmettir ben anlamadım!.

Ülkeye yazık oluyor.
İnşallah daha büyük bedeller ödemeden Çağdaş demokratik düzene biz de kavuşuruz.

Demirel derdi: demokrasilerde çareler tükenmez , onun demokrasi anlayışında ki bir mitinginde Demirel'e laf atanı yanına getirtmiş ceza vermemiş sıkıntısını öğrenmiş vatandaş haklıdır demiş... RTE demokrasi anlayışı tamamen kendisine endeksli...ya sus ya mapus ,,,,

Türk gençliğini sevmiyor ve ondan korkuyor..

Atatürk bu ülkeyi neden gençliğe emanet etti, şimdi bir kere daha anlaşılıyor. Gençlik uyumuyormuş. Sadece bekliyormuş.

Atatürk döneminde bir ama bir tane genç mv burokrat vb var mı.yazamazsin yok çünkü boş beleş emanet olur mu.Okumadan bilmeden tanrı din haline getirdiniz..sorgulamadan itaat edip yalanları tekrarlamaktan bikmadiniz mi .bugünün tek bir sorununa çözüm önerisi olmayan ideoloji arkaiktir.

Var tabii: Adnan Menderes.

Menderes mv olduğunda 33 yasinda idi.bilgi yok okuma yok.arkaik dine sorgulamadan itaat ederseniz hep sacmalarsiniz.

Bu topraklar asirlardir Türk-Islam yurdudir ve halkımızın büyük bir çoğunluğu da Müslümandır elhamdülillah.. "Türk gençliği" Müslüman halkımızın Müslüman evlatlarından oluşur... Inancindan dolayı halkımızı ve gençleri sevmeyenler ve düşmanlık besleyenler de ancak Islam ve Müslüman düşmanları olabilir..

Müslümanlık; hırsız yolsuz arsızları, pis çatal dilli küfürbaz iğrenç trolleri, çocuklara musallat olanları, Sinan Ateşi pusuyla şehid eden torbacıları korumakmı.?

Gökcek kadar seviyesizini daha bu memleket görmedi.

Seviye kelimesini kullanmadan, başka bir kelime bulup yazılabilseydi.

Demokrasi krizde, güya demokrasi azınlığın haklarını da korumaktı, şimdi iktidar çoğunluğun sesi olup, azınlığı yok etmektedir, adeta diktatoryal demokrasi

Hayati boyu sadece itaat Etmiș ,bu konulari bilmez .
Bunun için kendisi sadece itaat bekler.zaten her konuyuda o bilir..
Biz toplum olarak herseyi bildugimiz icin bezieht yönetecek bir kutsal kisi arariz .egitim falan bos seylerdir.!!

Hakkında tek satır okumadigi halde yüz yıl oncesini din haline getirenlerin engizisyon kafalı itaatinden daha tehlikeli ne var bu ülke için.

Gençleri sevmeyen, akıl hocalığı yapmaya kalkan,ben olmasam ben olmasam diye hergün kafa ütüleyen otoriter büyüklerin devri bitti..Kim gençliği karşısına alır horlar ezer kendini bitirir,,bu gençlik ne hamaset ne gaz ne beyin yıkamaya biata gelmiyor,,macun tüpten çıktı..

"Büyüklerin ellerinden, küçüklerin gözlerinden, Suriye'nin toprağından, Bosna'nın bayrağından, Ebu Zer'in yalnızlığından, Bilal-i Habeşi'nin ilk ezanından, Tarık Bin Ziyad'ın kılıcından, Filistinli Cafer'in haykırışından, Gazze'nin gözyaşından öpüyoruz... İyi bayramlar meleklerin şehri Gazze.. İyi bayramlar utancımız, açlığımız Afrika. İyi bayramlar acının, ölümün başkenti Hama.. İyi bayramlar Recep Onbaşı, Salih Uzman, Er Mehmet. İyi bayramlar üzüntüler ...İyi bayramlar Ey Hüzün ..." (C.Z)

Sizin de bayramınız kutlu olsun. Görüşleriniz yukarıdaki gibi olsa Türkiye'deki durumu savunmazdınız.

Konfiçyüs'ün ifade ettiği üzere "Yasalar güçlülerin takılmadan geçtiği zayıfların takıldığı ağ" olagelmiştir. İnsanlık tarihi boyunca hukukun terazisi güçlüleri ayrı, zayıfları ayrı tartmıştır maalesef.

Demokrasi ve kurumlar zenginleşme ve gelir dağılımının eşitliği doğru orantılı olduğu için hiç bir zaman tamamen yokolmayacaktır. Bir süre yok olsa da yine ortaya çıkacaktır. Ayrıca diktatörler genelde kötü bir son görürler. En yakınındaki birisi onu yıkar ve o diktatör olur. Millet te fakirleşir.

Atatürk 1938'de öldü, halen ondan medet umuyorsunuz. Sizi gibi putperestler sizi. Asıl gerici sizsiniz. 1930'aileriye takılıp kalmışsınız. Yazıklar olsun size.

ABD, Sn. Erdoğan’ın üzerini çizebilir. Bu nu Cumhur İttifakı’n da ki bir siyasi parti üzerinden yapabilir. Beklentim, çok da uzun sürmeden; CHP+MHP+DEM+DEVA güç birliğinin hayata geçirilmesi….

Korku imparatorluğu hayali kuranlar, bunu başaramayacak....

Taha bey keşke iyi bayramlar diyerek sizi okuyanların içinde seküler tayfa yanında azda olsa müslümanlarında olduğunu hesaba katsaydınız.
Analiz tabiki yerinde olmuş ama bizde cumhuriyet temelde demokrasi üzerine kurulmadığı için bir türlü bina düzgün yükselmiyor.
Ülke yöneten iktidar bütün alanlarda kendi ideolojisini dayatırken alternatifi olan muhalefet sadece bir şehrin yönetimini aldığında binlerce çalışanı kapı önüne koyup sefalete mahkum edebiliyor.
Türk tipi demokrasi bu kadar net.

Özetin özetiyle:
Kendine Müslümanların, kendilerine demokrasi...

"Liberal Dusunce" insan aklinin halihazirda ulasabildigi en son seviyedir. Turkiye ozelinde bunun anlasilmasi onunde iki onemli sorun var. (1) Geri Kalmislik; yetersiz dusunce duzeyi anlamayi zorlastiriyor. (2) Turkiyemizde iki turlu liberal var; Birincisi Liberal Parti mensuplari, bunlar samimi olarak konuyu savunuyorlar. Ikincisi Liberalligi kendi kariyeri icin basamak olarak kullananlar, iclerinde FONCU olanlar bile var. Son Soz: Mevcut sosyoloji ile Liberal Kavraminin anlasilmasi cok zor...

Çünkü çok uzun zamandır kitlreel savaşlar olmadı,son savaşın acılarını yaşayanlar da çoktan öldü gitti İnsan fıtratı bu kadar uzun dönem barışa uygun değil, beşer nisyan ile maluldür.

Teşekkürler hocam, güzel bir hukuk dersi…
Tabi ki anlamak isteyene…..

Alemlerin yaratıcısı Allah kul,
O nun elçisi peygamberimizin hz. Muhammed a s ma tabi olmadıkça dünya da huzur ve mutluluk olamaz bilene...

Bazı yorumlar görüyorum yok yolsuzluk filan diye insanın ar damarı çatlamaya görsün insanlığından çıkarır. Nasıl bir utanmazlık yüzsüzlük. Demokrasi lağv ediliyor umrunda değil trolün.

Ben seksenbir yasinda bir emekliyim. Sokaklarda kosamiyorum, ziplayamiyorum da ama balkondan tezahurat ediyorum: Dayan Pikacu!

Demokrasinin mi CB´nin mi AF gücü!? Demokrasilerde İnsanca Yaşama Hakkı önde gelen bir kriterdir. Gazetedeki fotoğrafta Sn CB ve yanında sağlıklı bir genç(digerinin resmi yok). Onlar, Hizbullah´in, domuz bağcıları, ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum iki üyesi ve "sürekli hastalık" nedeniyle, Sn CB´ i tarafından affedilmişler! Demokrasinin tüm kurumları yıkılmış ülkede bu da yapılır! Demokrasi ve İnsan Temel Hak Hürriyetleri ayaklar altına alınmışken, ha bir ha iki olmuş, artık ne fark eder!

Taha Ağabey; güzel bir bayram yazısı olmuş!. Demokrasi bugünlerde en çok ihtiyacımız olan şey.. Bu vesileyle Ramazan Bayramınızı kutlarım.

Bu zamana kadar hep Bolşevik demokrasi anlayışı hukuk anlayışı faşist hukuk, Roma kukuk, İslam hukuk anlayışı yazılır çizilir. Hatta risaleden bile dem vurulur.
Hiç ütopya daki demokrasi den hukuktan konuşanı yazanı görmedim. Asıl konuşulması gereken ütopya dir.

Hürriyet in Bir Bedeli var. İşini Aşını Sosyal Haklarını İtibarını Kaybetmek var. Suç olmayan suçlardan zindanlar da tutsak olmak var. Ötekileştirilmek Dışlanmak var. Umutların bittiği anda ülkeye umut olan ,, Fikri Hür İrfanı Hür Vicdanı Hür,, GENÇLİĞİN RAMAZAN BAYRAMINI KUTLAR
Size , Karar Gazetesi Çalışanlarına yorum yazan tüm dostlara Mutluluklar Dilerim.

Çalışkan zeki dürüst onurlu ahlaklı başarılı hürriyet tarafı gençlerine sahip çıkmayan milletler biter,,hepsinin gözlerinden öpüyoruz.

Bu gençler ağırlıklı olarak Milliyetçi ve Atatürkçü.. Bu çizgide durmayanlara pek şans vermezler peşine gitmezler,,bunu görmeyenleride siler geçerler..Ne istediklerini biliyorlar ve kararlılar,, romantik değiller..

“Hukuk siyasetin köpeğidir” ilkesi gereği...Yarın bir gün gücü ele aldıklarında o övdüğün gençlere hukuk hizmet edecek.... Yine bir kesim (belki şu anda gücü elinde tutanlar, çocukları, torunları) hukuk dışı muamelelere tabi tutulacak....

Onlar yapsada bu çocuklar yapmaz,,kötü niyetle davranmaz,,he adi adli siyasi suç varsa adaletin işi tabiki,onuda kapamaz affettik demezler,,velhasıl çiğ yemeyenin karnı ağrımasın ağrımamalı korkmamalı,,doğru adaletli vicdanlı insaflı olan; önce Allah'a sonra kendine yaptıklarına güvenmeli,,herkes ve kesim farazi korkularından ve kötü niyetten uzak olmalı..

Milliyetçi tanımı yanlış özgürlükçü ve vatansever daha doğru bir tanımlama

Milliyetçilik vatanseverlik ve özgürlükçülüktür zaten.

Övülecek bir gençlik ve övdük,övmeyelimmi,,dünyada hangi millette böyle bir gençlik var,,beğenmiyor kimileri ama bu kadar saçma sapan eğitim sistemi yöneticilerin işbilmezliklerine adeta engellerine rağmen yırta yırta emek edip alın teri ile okuyup meslek edinip çalışıyorlar kimsenin k,,na takılıp torpil için kapısına yatmıyorlar,,iftihar ediyoruz tabiki.

Mesele Imamoglu meselesi degil. Erdogan daha anlamadi. Millet demokrasiye sahip cikiyor, sandigin calinmasina itiraz ediyor.

İmamoğlu olmaz başkası olur,,Eğer İmamoğlu bağlanırsa, kim olursa olur onu seçer,yeterki ilkeli dürüst olsun,,kişileri sever ama kesinlikle kutsamaz,bu gençlik kişilere değil,esas itibarla ilkelere bağlı bir gençlik gibi yürüyor..Zaten akıllı şuurlu gençlik,öyle birşey değilmi.?

“Risale-i Nur’un gerçi siyasetle alâkası yoktur, fakat küfr-ü mutlakı kırdığı için, küfr-ü mutlakın altı olan anarşiliği ve üstü olan istibdad-ı mutlakı esasıyla bozar, reddeder…” 12. Şua. Öz ve esas olarak istibdat,küfri bir yönetimln üstü/ ifratı, anarşi- zim ise esas olarak küfri bir karakterin bir yönetimin altı/ ifratıdır. RN bu 2 küfri aşırılığa karşıdır, haliyle İslam temelli bir meşruiyet bir demokrasiyi savunur, 1. yol budur…

Bu beğenmeyen kardeşler ne için beğenmediklerini söylerlerse biz de yüksek fikirlerinden faydalanmış oluruz.

Her şeyin cevabını dinde aramayın. 57 İslam ülkesinin haline bakınca da siyasete dini (İslamı) karıştırırsan ordan demokrasi çıkmıyor.

Zihniyet yanlış, o kafa ile bir yere varılmayacağı ortada!

Siyasetle alakası yoktur ama siyasetçilerle ise çok yakındır.

Bizim ülkede hiç bir zaman hukukun üstünlüğü olmadı. Hep üstünlerin hukuku oldu. Ne eski Türkiye nede yeni Türkiye evrensel bir hukuk devleti olamadı.Hukuk devletine dudak bükenler, ne zaman ki dara ve zora düşünce hukuk hukuk diye bağırmaya başladılar. Yani bana dokunmayan yılan bin yaşasın ( başkasına yapılan hukuksuzluğa rıza göstermek) anlayışı ile yetiştirilmiş bir ahaliden hukuk devleti beklemek nafile bir iştir.

"nede" yazım yanlışı.... "ne de" şeklinde ayrı yazılır....

Düşüncenizi tamamlayamadığınız için mi dört nokta koydunuz? :))

En çok üç nokta olur imlada,dördüncü; "ben bir bilenim" ayrı noktası.

Gençler Atatürkün manevi şahsına ve fikirlerine sahip çıkıyor,,chp de bundan ayrılsa, onada aynısını yapar,,safça şuursuzca gaza gelmiş değil,,gayet şuurlu..

Bugün olanları anlatanlar bu vb şeyler ilk kez oluyormus gibi anlatmiyorlar mi..tcf den baslayip kapatılan kaç parti vardı .idam edilen hapse atilan sürgüne gönderilen..ıssız birakilan .hayatlari sondurulen .yasaklanan kitaplar kapatılan gazete dergiler..Cemil Meriç hangi yıllar için yazmıştı o muhtesem cumleyi ..düşüncenin kuduz köpek gibi kovalandigi ülke...

Bu güne gel İznikli NET. Zamanı zemini iyi tart; her toplumun gelişmesinde aşamalar, ileri geri gitmeler olur. Bu gün yaşanan tipik bir geri gidiştir. Bazı konular toplum yeterince gelişmeden devreye sokulunca da olumsuz sonuçlar doğar. İlk parti denemeleri de öyle. Mutlakiyetten çıkmış bir ülkede hemen ileri demokrasi olmaz ki, olsa olsa küçük bir azınlığın demokrasicilik oyunu olur. Küçükken giydiğin elbise sonra dar gelir. Okuduklarını da ileri zamanda daha iyi değerlendirmek mümkün.

Yandan fotoğraflı pozlar verip halkın gücünün üstünde bir güç tanımıyorum diyordu. Ne olacak şimdi muhalefet yüzde 70 oya sahip çalma çırpma ile yüzde 30 u zor ama polis asker emrinde. Dur bakalım ne yapacak. Meni dakika dukika

Tamam artık bitirdik diye sevinilirken;sevinç kursaklarda kaldı,,Atatürk gençlerle beraber geri geldi..

Taha abi bu günkü idari sistemi tam olarak sınıflamak pek mümkün değil ama,Tayyip modeli bir faşist yönetim bu.Tabanına verdiği vaatler ve bazı gruplara verilen büyük maddi çıkarlarla din eksenli kavramlar yumağı yeni bir dikta modeli yarattı.İktidar değiştirmek çok zor,değişince de sistemi normale döndürmek oldukça zor.

Taha Akyol'un hiçbir yazısını kaçırmam. Kendisinin ve buraya yorumlarını yazan tüm muhteşem yorumcuların bayramını kutluyorum. Başka gazetelerdeki köşe yazarlarına gelen yorumları da okurum. Buradaki kadar bilgili, kaliteli, üstün vasıflı yorumcu görmedim. Bu yorumculardan çok şey öğreniyorum ve hayranlık duyuyorum.

Böyle bir günde böyle teorik bir yazıyı oldukça yadırgadım , neyse ...

Ben de hangi demokrasi sorusuna bir cümleyle cevap verecegim ; cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi demokrasisi !

CB sistemi otokratik bir sistem ve demokrasi değil elbette. Erdoğan da bunu başka şekilde ifade etmiş. Yine defalarca söylediği kuvvetler birliği ilkesi demokrasiyi kökten dinamitleyen bir yönetim tarzı.

Mahkeme, kışla, cami, okul siyaset dışı olmalıdır. Olmazsa bugün kü halde oluruz.

bırakınız soysunlar ,birakınız yağmalasınlar..onlar egemen sınıftır..hatta halkın bir kesiminin (bizde yağmadan faydalanalım umuduyla aldatılmış ) oylarıyla seçilmişlerdir kanunlar bunlara saygı göstermeli hakimler sessiz kalmalıdır
B.B.B.Y.P. (bırakın birazda biz yiyelim partisi) genel başkanı
Hür Hususi....

hangi demokrasi veya yönetim olursa olsun bir insanoğlunun devlet yönetiminde 10 yıldan fazla kalmasına müsaade edilmemelidir. daha fazlasına insanın fıtratı asla müsait değil ve bundan sonra kendine ve ülkeye zarar verme süreci başlıyor.

Oncellikle Baṣta Ìslam aleminin Mübarek Ramazan Bayramini kutlar hayırlara vesile olmasını Allahtan niyaz ediyorum.... Sayın yazar ben sizden bu mübarek günde güzel bir temeni ile yazmanızı beklerdim... Fakat yine kurcalamaya devam etmiṣsiniz... Evet siyaset her daima hukuktan önce gelmiṣtir..Çünkū önce yönetim yani uygulamadır..Hukuk ise hep teorilerden ibaret olmuș...Eger yetkiniz yoksa konușma boṣtur..Evet Demokrasi ya da kuvetler ayriliğiolanlargözünükirpmadan dunyayi ateṣe veriyor.

Demokrasi bir yaşam biçimi anlayiş ve zihniyet meselesidir, her coğrafyada yaşam bulması zordur.

Özgürlük, Demokrasi,Üretim, paylaşım adil olmadıkça adaletden bahsedilmez, hapsedilir. İyi bayramlar dilerim.

Temel sorun, demokrasi yi arac olarak gören zihniyetlerdir.

GÜNAYDIN MUTLU BAYRAMLAR bir bayram günü de yorum yapıyoruz ANAYASAL olarak bir daha seçilemiyecek birisi için zemin döşeniyor halkın oylarıyla seçilmiş birisi hapse atılıyor ana muhalefet partisine kayyum atanmak isteniyor niye hep tek adam ülkeyi yönetmeye devam edebilesin tabii seçime girebilir seçilebilir se EFENDİM

Kuvvetler ayrılığını havi demorasilerin de bazı eksiklikleri ve manipülasyonlara açık zaafları olabilir. Ancak, bu eksiklik ve zaafları gidermenin yolu; kuvvetler ayrılığını daha da tahkim etmek, hem birinin diğerine tahakkümünü engellemek, hem de erklerin kendi içinde düzgün yürüyen, denetime açık bir sistem kurmasından geçer. Öbür türlüsünün sonu felakettir.

Almanya’daki Türklerin;sivil toplum kuruluşu adı altında kurduğu derneklerin hepsi ideolojik dernektir.ideolojik derneklerde de ayrımcılık vardır.Onun için milyonlarca Türk’ün yaşadığı Almanya’da Türkiye için etkili bir lobi faaliyeti yapamıyoruz.Türkiye’de ki kutuplaşma,maalesef Almanya'daki Türklere de sirayet etmiş durumda…

Liberal Demokrasi'nin zayıflatıcı yönlerini de çalışmış olan ahlâk felsefecisi MacIntyre'dan bir alıntı daha yapayım: Erdem ahlâkı yönünden bakıldığında liberal poltikaların erdemli olma ahlâklığını hiç te desteklemediğini analizlerine yansıtır MacIntyre. Ve hatta şu mealde bir geniş çıkarımda bulunur:

İyi güzelde içinde bulunduğumuz toplum ki (elbette seviyoruz milletimizi) demokraside halk teoriye değil, ağzı iyi laf yapan, popülist politikacılara oy verip, onları iktidara taşıyor, neyi kaybettiğimizi bilmeden.

Liberal demokrasinin eksikliği gelir adaletsizliğini artırması oldu.bunu hisseden insanlar Deniz e düşen yılana sarılır sözünü ispatlarcasına popilistlere yöneldi.bunun sonucu ise korkarımki çatışmadır.

Türkiye'nin hukuk sorunu sadece anayasa ve yasalara uymamaktan ibaret değildir. Bir kısım düzenlemelerin de ahlaki temelleri sorunludur.

Liberal demokrasi aslen liberallerin bazı akılsızlıkları yüzünden de sarsıldı. Özgürlükle başıboşluk ve savrulmaları birbirine karıştırdılar ve bağnazlığa da zemin hazırladılar. Burada da benzeri tavırlar gösterildi. Bu kesinlikle bir gerilemedir ve milattan sonra ilk yüzyıllarda Hristiyan bağnazlığının yerleşmesi sonrasında Avrupa bin yıldan daha uzun bir süre karanlığa gömüldü. Bağnazlığa her zaman dikkat edilmelidir.

Çeyrek Asır önce, iyi kötü kör topal işleyen bir demokrasimiz vardı.Müdahaleler olsa da Birkaç yıl içerisinde köşelerine çekiliyorlardı.Artık işleyen bir demokrasimiz tamamen rafa kaldırıldı.Sözde Dindar ve muhafazakarlar ve yine Sözde vatanseverler eliyle. Kah sopayla kâh havuçla, ilmek ilmek işlenerek kurumlar ele geçirilerek, Aydınlar susturularak, basın ve görsel yayının neredeyse yüzde 99'una hakim olarak, bugünlere gelindi. Artık son darbeyi vurmak üzereler.Ama gençleri hesaba katladılar.

Analiz'inizin uzun ama eksik-gedik olduğunu yazmıştım: Atina demokrasisindeki deneyimlerinden hareket ile gerek Sokrates'in, gerekse Platon'un (ve tabii modernlerin) ortaklaştığu sonuç çıkarımı: Demokrasiyi kaos'a vardırmak zor değil, maalesef; engel tek 'şey' de SİYASET AHLÂKINA BAĞLILIK.
Hatta şöyle: "OY"UNU VERME KARARINDA VATANDAŞ'IN GÖZETTİĞİ ŞEYİN ÖNCE AHLÂK OLMASI, sadece "Alnı morarmışsa kalbi kararmamıştır; alnı sararmışsa kalbine de yansımıştır" gibi kalıplara takılmaması.

İnsanoğlu henüz medenileşmedi, istediği kadar kitap okusun üniversite bitirsin, istediği kadar dini medresede ders alsın, sonuç değişmiyor, egoistlik, bencillik çıkarcılık, mağlup etme duygusu gibi ilkel karekterler her zaman tezahür eder. Misal; koca ABD başkanı komşu ülkeyi sınırına dahil etmek istiyor. Cennet vaad eden bir tarikat şeyhi öldü çocukları miras için birbirini tekfir ediyor. İnsan henüz medenileşmedi savaş aleti yapmak için bütün takatını harcıyor. Bizdeki de kürsü kavgası…

Modern çağda insanlığın akıllanması için iki dünya savaşı yetmedi. İkincisini izleyen nisbi akıllanmanın ise günümüze sadece kırıntıları kaldı. İlk küresel krizde üçüncü savaş başlayacak. Devir Sarumanların devri.

Akıllı gençler iradeli ve şuurlular,,kimseye körlemesine itaat etmezler.."Sıkıntı" burada..

Maalesef; çoğu zaman dünyanın her yerinde “Hukuk siyasetin köpeğidir” anlayışına göre hakimler/yargıçlar karar vermiştir...Tarih bu olguya şahittir...

Biz liberal demokrasi demiyoruz, ozgurlukcu demokrasi diyoruz. Herkesin esit haklara sahip oldugu, tam ozgur demokrasi. Cunku liberal demokrasi oz olarak zenginlerin hukukunu savunur. Hic bir liberal demokraside zengin ile yoksul esit degildir, ayni haklardan yararlanmaz. Bu sadece gorunurde oyledir, pratik farklidir. Or:Yoksulsan iyi avukat tutamazsin. Hatta hic avukatin olmayabilir. Cunku avukatlik ucretleri cok yuksektir. Uzun yillardir Avrupa'da yasayan birisi olarak biliyorum.

Yargı yürütme yasama ve (4.kuvvet denilen) medyanın Tek adamda toplandığı, kişiye özel sistemler her yerinden patlak verir. Yokuş aşağı hızla inişi kimse başarı diye sunmasın.

Yeterince parası olan zenginler nereye kaçıyorlar? Otokratlar, diktatörler çocuklarını hangi ülkelerde okutuyorlar? Tatile gitmek istediğinizde aklınıza ilk hangi ülkeler geliyor? Emlak almak için nereler tercih ediliyor? Çin’e, Rusya’ya yahut İran’a yerleşmeyi yahut Kuzey Kore’den, Venezuela’dan ev almayı düşünen kaç zengin var?

Mübarek RAMAZANI Şerif bayramını gönülden tebrik eder,
Milletimiz, memleketimiz, alemi İslam ve tüm dünya için huzur ve sükün’e vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz ederim.

Nevi şahsına münhasır demokrasi. Şekil 1a daki gibi.

23 yilda halletti, demokrasi hukuk anayasa yedi hepsini birsey birakmadi.

Kırmızı ışıkta duran, ağzı küfr hakaret bilmeyen,mafya sokak serseriliği bilmeyen,çalışan okuyan kimseye biat etmeyen,eyvallah etmeyen,eğilmeyen bir gençlik bunlara uymuyor...O yüzden bütün kargaşa...BU GENÇLİK İLE TÜRK GENCİ İLE İFTİHAR ETMESİ GEREKİRKEN YÜKLENİYOR,,NEREYE KADAR..Başka ülke olsa gençliği ile iftihar ederler,,burada böyle..

Demokrasi yöneticilerin belli aralıklarla yapılan seçimlerle belirlendiği sistemin adıdır.

Bu sistemde yöneticiler yerleşik hukuk kuralları ve oluşturulan kurumlarla dengelenir ve denetlenir.

Keyfilik ve bireyin hakkının ihlali mümkün olduğunca önlenir.

İdarede kurala ve denetime tabi olmak istemeyen, devleti keyfi kurallarla idare etmek isteyen, çoğunluğa dayalı otoriterlik veya azınlıkla birlikte askeri ve polis gücüne dayalı otoriterlik kurmak isteyenler demokrasiyi sevmezler.

Bozulmanın temeli, yenilmişlik psikolojisi!Bir ülkede hukuk devleti ortadan kalkınca, her alanda bozulma başlar. Yine de bozulmanın temelinde adalet ve hak duygusunun kaybedilmesi vardır.
Bayramınız mübarek olsun.

Problem ülke liderliklerinde. Artık geçmiş yüzyılların cehalet ve vahşetinden sıyrıldığımızı düşündğümüz bir asırda, entellektüel derinliğin bu denli gelişmesine rağmen yaşıyoruz yazarın söylediklerini. Dünya artık barışı ve dengeyi yaşar diye ümit ettiğimiz zamanlarda. Çünkü Modi var, Putin, Jingping, Orban, Erdoğan, Trump var.

Ben genclerden umutluyum. Hukuku ve demokrasiyi kurtaracak olan onlar. Cunku ekmegi ve gelecegi calinmis olanlar onlar. Erdogan huzursuzlugu dindirmek icin bir an once sandigi milletin onune koymalidir..

Türkiyenin tek NAMAĞLUP Şampiyonu Beşiktaş..Bayramınız mübarek olsun değerli okur,yazar yorumcu Yayında emeği geçen herkese